Büyük Türk Reklamcısı Ali Taran
Her biri yayınlandığı dönemde etki yapan, hafızalara adeta kazınan ve üzerinde olumlu olumsuz, çokça konuşulan: çakar çakmaz çakan çakmak Tokai, Önce hüplet, sonra gümlet-Caprisun, Ali Desiderolu Derby, Fatih Terimli Tadelle, Dıh dıh dıh, eyi günler-Yapı Kredi, En güzel boya, en güzel kırmızı-Filli Boya, Cem Yılmaz’la birlikte imza attığı Turk Telekom reklamları, Tamamen duygusal-Telsim, Banu Alkanlı İxir, Aganigi Naganigili Fındık, Artık çok oluyoruz-Mavi Jeans ve Cem Uzan ve Genç Arko traş kolonyası da Ali Bey’in projesidir. Türkiye’deki herkes tıraştan sonra yüzüne kolonya sürer. Bildiğin 80 derecelik kolonya. Sürdükten sonra alev alev yanar yüzü, kıpkırmızı olur. Efendim, alkol cildi yaşlandırıyormuş. Bu lafları geçiniz! Kolonyayı kullanan insana sorarsanız, Mikrobu öldürüyor der. Türkiye’de erkekler tıraş olur mu? Olur! Tıraştan sonra ne sürerler? Kolonya… Hadi, şimdi biz bu kolonyayı başka bir şişenin içine koyalım, ona da tıraş kolonyası diyelim der ve Arko traş kolonyası markasını çıkarır.,
Yetenek Sizsiniz Türkiye jurisidir..
hatta Bir çoğumuz onu Yetenek Sizsiniz Türkiye programında tanıdık. sert bir görünüşü olan aslında sempatik bir insan.
Ali Taran köklü reklamcılardan biri. Kendisinin ATCW adında bir şirketi var. Reklamcılık yapıyor. Bazı reklamlarını hatırlatayım. Çakar Çakmaz Çakan Çakmak Tokai, Önce Hüplet Sonra Gümlet-Caprisun, Ali Desiderolu Derby, Fatih Terimli Tadelle, Dıh Dıh Dıh Eyi Günler, En Güzel Boya Filli Boya, Cem Yılmaz’la Beraber Turk Telekom reklamları, Banu Alkanın Oynadığı İxir, Aganigi Naganigili Fındık, Genç Arko Traş Kolonyası reklamları Ali Bey’in projesidir.
No Ofsayt filmi 10 Aralık’ta vizyona girdi.
Kendisi hakkında bilgi veren bazı söyledikleri;
Anne de baba da öğretmen, resim öğretmeni. Babam Köy Enstitülü. Babam, sanat tarihi ve el işi öğretmeni. Onu tarif edersem, sanat tutkusu, kültür tutkusu ve dürüstlük gibi kavramlardan söz etmem gerekiyor. Orta halli bir memur ailesiydik, ama babam bizi İtalyan Kültür’e, Fransız Kültür’e, sinemalara ve tiyatrolara götürürdü. Akşamları bizi uyutmak için İnce Memed’i okurdu.
Ali Taran köklü reklamcılardan biri. Kendisinin ATCW adında bir şirketi var. Reklamcılık yapıyor. Bazı reklamlarını hatırlatayım. Çakar Çakmaz Çakan Çakmak Tokai, Önce Hüplet Sonra Gümlet-Caprisun, Ali Desiderolu Derby, Fatih Terimli Tadelle, Dıh Dıh Dıh Eyi Günler, En Güzel Boya Filli Boya, Cem Yılmaz’la Beraber Turk Telekom reklamları, Banu Alkanın Oynadığı İxir, Aganigi Naganigili Fındık, Genç Arko Traş Kolonyası reklamları Ali Bey’in projesidir.
No Ofsayt filmi 10 Aralık’ta vizyona girdi.
Kendisi hakkında bilgi veren bazı söyledikleri;
Anne de baba da öğretmen, resim öğretmeni. Babam Köy Enstitülü. Babam, sanat tarihi ve el işi öğretmeni. Onu tarif edersem, sanat tutkusu, kültür tutkusu ve dürüstlük gibi kavramlardan söz etmem gerekiyor. Orta halli bir memur ailesiydik, ama babam bizi İtalyan Kültür’e, Fransız Kültür’e, sinemalara ve tiyatrolara götürürdü. Akşamları bizi uyutmak için İnce Memed’i okurdu.
- Hakiki ve iyi bir patronum. Bizde çalışanlar iyi kazanır. Ama çok büyük bir disiplin vardır bizim ajansta. Herkes güzel giyinmek ve bakımlı olmak zorundadır. Kadınlar, kışın ojelerine kadar. Salaş görüntü bile bir şıklığın içinde olmalıdır. Ve 6′da herkes işi bırakmak zorundadır. Kuraldır. Ajansta kalmak yok, gideceksin…
- Akademide bir arkadaşım vardı, “Sen çok gırgır şeyler yapıyorsun. Ben bir reklam bürosunda çalışıyorum, sen de denemek ister misin?” dedi. Kamuran’ın abisi Kenan, Kenan Çizer. Yüksel Ünsal’a götürdü beni. Tivi Reklam, sektörün gelmiş geçmiş en iyilerinden. 4000 lira maaşla işe başladım. Babam çok kızdı, çünkü 1. dereceden devlet memuruydu ve 2700 lira alıyordu. “Bu ülkenin dengesizliği işte buradan geliyor!” gibi şeyler söylemeye başladı, annem susturdu onu: “Bırak, oğlana vermişler işte. Sana ne oluyor.
Reklamcısınız, neden içki içmiyorsunuz? Neden sizi barlarda görmüyoruz?” diyorlar. Reklamcının prototipi yok bunu kimseye anlatamıyorum. “Pembe peruk takıp, Taksim’de dolaşıyormuşsunuz, halkın nabzını tutmak için…” Valla, Taksim’de pembe perukla dolaşırsanız, halkın nabzını değil başka şeyini tutarsınız. Sinirlendiriyorlar bazen beni…
Reklamcısınız, neden içki içmiyorsunuz? Neden sizi barlarda görmüyoruz?” diyorlar. Reklamcının prototipi yok bunu kimseye anlatamıyorum. “Pembe peruk takıp, Taksim’de dolaşıyormuşsunuz, halkın nabzını tutmak için…” Valla, Taksim’de pembe perukla dolaşırsanız, halkın nabzını değil başka şeyini tutarsınız. Sinirlendiriyorlar bazen beni…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder